Bu bölümde kullanıcılarımız tarafından en sık sorulan sorular hakkında bilgi verilmektedir. Web sitemizi kullanırken herhangi bir sorunuz olursa, destek ekibimizle iletişime geçebilirsiniz. Size yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız.
PRP, trombosit bakımından zengin kanın konsantre edilmiş halidir.
Trombositler pıhtılaşma, yara iyileşmesi ve doku yenilenmesinden sorumlu kan hücreleridir.
Kanamaya neden olan yaralanma durumlarında trombositler aktive olur ve granüllerinde depolanan proteinleri ve büyüme faktörlerini (VEGF, IGF, FGF, PDGF, EGF, TGF-β) serbest bırakır.
Trombositler içindeki büyüme faktörleri aşağıdaki işlevleri yerine getirir:
PRP dokuya enjekte edildiğinde, büyüme faktörlerini normal kandan daha bol ve hızlı bir şekilde serbest bırakarak daha etkili, daha hızlı ve daha erken iyileşmeyi teşvik eder.
Trombosit sayısı normal seviyenin altında olan bireyler
PRP tedavisine başlamadan önce, bireyler hekimleri herhangi bir ilaç ve tıbbi durum hakkında bilgilendirmeli ve prosedürün uygunluğu konusunda onlara danışmalıdır.
PRP uygulamasında kullanılan tüpler gerekli belgelendirme süreçlerinden geçmiş biyouyumluluğu ve sterilitesi kanıtlanmış olmalıdır. Kitler içerisinde bulunan aksesuarlar uygun sterilizasyon proseslerine tabii tutulmuş olmalıdır.
Kapalı sistemle PRP uygulaması sağlayan ürünler hasta kanının ve toplanan PRPnin dış ortamla temasına olanak vermediği için kontaminasyon riski yoktur. Doğru uygulandığında, kan yoluyla bulaşan AIDS, hepatit gibi hastalıkların bulaşma riski söz konusu değildir.
PRP otolog bir uygulamadır, yani hastaya enjekte edilen PRP yine aynı hastanın kanından elde edilmektedir. Bu nedenle alerji ya da rejeksiyon gibi majör riskleri bulunmaz.
Uygulamalar sırasında kullanılan tüm malzemelerin tek kullanımlık olduğu ürün üzerinde belirtilmiştir. Tüm malzemeler tıbbi atık olarak imha edilmelidir.
PRP tedavisi sırasında hastalar hafif bir sıcaklık, hafif bir yanma hissi ve ciltte gerginlik hissi yaşayabilir.
PRP enjeksiyonları için kullanılan iğneler çok incedir ve mezoterapi uygulamalarında kullanılanlara benzer. Ancak ağrıya duyarlı ve aşırı hassas hastalar bu ince iğnelerin batırılmasını hissedebilirler. Bu tür hastalarda, rahatsızlığı en aza indirmek için topikal kremler veya soğuk uygulamalar gibi önlemler kullanılabilir.
İşlem sırasında yaşanan ağrı hastalar tarafından genellikle "hafif" olarak tanımlanmaktadır.